6 Ocak 2011 Perşembe

ALBÜM...

CEM ADRIAN - KAYIP ÇOCUK MASALLARI (2010)

 'His performansı' olarak nitelendirdiği yeni albümü 'Kayıp Çocuk Masalları' yayınlandığı günden itibaren en çok satılanlar listesinde hemen yerini aldı. Albümü için 'Yalnız ama kıymetli çocuklara anlatılacak çok masal, söylenecek çok şarkı var' diyor. Onun için yalnızlık insanın kendisiyle tanışması aslında.. Albümde Murat Yılmazyıldırım ile bir düetini de görüyoruz. Albümün prodüktörlüğü, söz ve müzikler, düzenlemeler hepsi Adrian'a ait. Sözlerdeki kelime oyunları dinlerken keyif veriyor. 'Bir gün bulur birbirini tüm kaybolmuş çocuklar. Ve bir gün zaman, akan nehir gibi alır götürür üstümüzden çamuru'  cümlesinde gizli belki de albümün özeti..

5 Ocak 2011 Çarşamba

Kitap Haberleri...

Paul Auster'dan SUNSET PARK
"Amerika'nın en görkemli yaratıcı yazarlarından biri" olarak tanımlanan yazar, ‘Görünmeyen’ romanından sonra çıkardığı son kitabı Sunset Park ile de, eminim bunu hak ettiğini bir kez daha kanıtlayacaktır.

Brooklyn, Paul Auster’ın her köşesini özümsemiş olduğu kendi coğrafyası. Son romanı da, Florida’da başlamakla birlikte yine gelip Brooklyn’in Sunset Park semtinde düğümleniyor. Çocukça bir ağız dalaşının kaldırılamayacak kadar ağır bir vicdan yüküne dönüşmesi sonucunda, doğup büyüdüğü yerden, içinde yetiştiği ortamdan, ailesinden ve arkadaşlarından, kendi geçmişinden ve hatta geleceğinden kaçan bir gencin acılı öyküsü. Pişmanlık, avarelik, aşk, umut kıvılcımları, günlük yaşamın çetin koşullarında bulunan geçici çözümlerin bir araya getirdiği kişilerin dayanışması... Bu kişilerden her birinin kendi kişiliğinin penceresinden dünyaya bakışı... Sunset Park, Paul Auster’ın bütün diğer kitapları gibi bir solukta okunacak bir çağdaş edebiyat başyapıtı.

“Tutkulu bir edebiyat... Yaşadığımız zorlu ve belirsizliklerle dolu çağda, Auster bize aşkın, sanatın ve her şeye rağmen hayatta kalabilmenin mucizesini anlatıyor.”
Donna Seaman, Booklist
“Auster’dan yine ustalıkla yazılmış bir metin... Sevginin gücüne, kaybetmenin acısına, pişmanlığın ve öfkenin yarattığı dinmek bilmez sızıya dair unutulmayacak bir hikâye.”
Jane Ciabattari, New York Times Book Review

Not: Daha önce Paul Auster'ı okumayanlar için öncelikle yazarın efsane kitabı 'New York Üçlemesini' tavsiye ederim.

3 Ocak 2011 Pazartesi

Son Okuduğum...

ŞAH&SULTAN -İskender PALA

Tanıtım Bülteninden (Arka Kapak)
Tutku…
Güzellik…
Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.
Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş.
Çaldıran...
Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride.
Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi?
Kızılbaşlık!
Sünnilik!
İktidar hırsı.
Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman!
Korku? Ya o?
Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir.
Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir.
Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta.
Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir.
Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri.
Ve işte bir kez daha aşk!
Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar.
Şah ve Sultan…
Dünya incisi zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler.
Masal kadar gerçek.
Büyüleyici olduğu kadar umut verici.
Şah&Sultan her cümlesi aşkla okunacak bir kitap.
İskender Pala’dan…

Ve bence...
Okurken bitmesini hiç istemeyeceğiniz, bittiğinde bir yakınınızdan ayrılmışcasına hüzünleneceğiniz  bir kitap...
'Sevgi'nin arayışı, sevgilinin yakarışı var bu kitapta, tarihin sayfalarından çıkıp günümüze ulaşan..
'Sevgi' ne demekti.. bir kokunun adı mıydı, bir sevgilinin mi, bir bakışın mı yoksa iktidarın, gücün mü?
Zihninize yazmak, kazımak istercesine okurken elinizde kalemle satır satır cümlelelerin altını çizeceğiniz ve içinize işleyelecek bir roman...
 
Keyifli okumalar...

2 Ocak 2011 Pazar

AJANDA OCAK' 11 .. SERGİ

'7 Şeker İstanbul Projesi'
Lucca Art, 7 Şeker İstanbul Projesi kapsamında Mecidiyeköy E5 karayolu viyadük alt duvarlarının görüntü kirliliğini yok etmek amacıyla, genç sanatçı Sevinç Yıldız tarafından uygulanan 7 rakamı ve şeker temalı tasarımları duvarlarına taşıyor.
Çirkini güzelleştirmek, şehri renklendirmek, renklerin ve yaratıcılığın önemini vurgularken bunu somut örneklerle şehrin uygun alanlarında sunmak amacıyla hayata geçirilen projede 7 rakamı ve şeker teması vurgulanıyor. Tasarımlar da 7 rakamı ile; 7 bölge Türkiye, 7 tepe İstanbul, 7 gün/hafta ile zamanın değeri, 7 nota ile müzik, 7 renk gökkuşağı ile renkler, 7 katman atmosfer ile yeryüzündeki tüm canlıların soluduğu aynı hava, 7 kıta ile tüm dünya temsil ediliyor… Şeker ise yaşamı ifade ediyor, erimek ve yok olmanın yanı sıra yaşamdaki kırılganlık vurgulanıyor…



“Saadetler Dilerim” Turgut Yüksel Resim Sergisi
Serginin ismi ‘Saadetler Dilerim’… Yüksel’in tarif ettiği öyle absürt, öyle şiddetli, öyle yalan, öyle saçma, öyle adaletsiz bir dünya ki, sıkıysa saadeti siz bulun der gibi… Zaten o yüzden çok güzel.

İsmini Pink Floyd’un ‘A Momentary Lapse of Reason’ isimli şarkısından alan çizgi köşe Mantığın Bir Anlık Çöküşü, tam yedi yıldır yayımlandığı Radikal gazetesinde müptelalarını oluşturmuş durumda. Siyah ve beyazın gücüyle, her hafta mantığın çöktüğü başka bir gri alana dokunan, gündeliğin ve evladiyeliğin kara mizahını haiku tasarrufuyla yapan bir köşe…
Turgut Yüksel’in çizgileri şimdiye kadar yayımlandığı gazete, dergi sayfalarından, gizli duran defterlerden ilk kez çıkıyor, tuvalde kılık değiştiriyor. Dev resimlerle karşımıza dikiliyor.

Mekan: Karşı Sanat Çalışmaları
Adres: Gazeteci Erol Dernek sokak Hanif Han Kat 3 Beyoğlu
Tel: 0212 245 53 -54