20 Şubat 2011 Pazar

doğum günü...

14 Şubat 2011 Pazartesi

sevgiliye...

1 Şubat 2011 Salı

AJANDA ŞUBAT'11... SERGİ

“ve kuzeydeydi güneş” Sergisi

19 Ocak - 5 Şubat 2011
Yer: Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Karaköy Binası

Nâzım Hikmet, Semiha Berksoy ve Nail V. Çakırhan’la ilgili gerçekleştirdiği sergilerden sonra Y. Mimar M. Melih Güneş, bu kez gün değiştirme çizgisinin ortasından geçirildiği Bering Boğazı civarından, Çukotka’nın başkenti Anadır ve yakınlarından kendi çektiği fotoğrafları ve topladığı nesneleri Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde sergiliyor.
M. Melih Güneş’in Rusya’nın kuzeyinde, kutup bölgesindeki proje yöneticiliği döneminde çektiği fotoğraflarda; tundraların, çadırlarında ömür süren geyik çobanlarının, Eskimo, Çukça, Nenets, Rus gibi halkların yanı sıra enginliklerde içe işleyen ıssızlık, ufuksuzluk, uzaklık ve boşluk algısı hissedilebiliyor. Kışın karanlık günlerini karların aydınlattığı, yazları ise beyaz gecelerin alacakaranlığında güneşin gece yarısı batıp hemen ardından doğduğu, günbatımıyla tan vaktinin peş peşe olduğu diyarların fotoğrafları bunlar.
Nâzım Hikmet’in doğumunun 100. yıldönümünde “Kız Çocuğu” şiiri üzerine Çukotka’daki çocukların yaptıkları resimler de ilk kez sergilenecek.
Balina kemikleri, geyik boynuzu, mors ve mamut dişlerinden yörenin sanatçılarının yaptığı eserlerin de yer alacağı sergi ‘an’, ‘anı’ ve ‘nesne’lere yüklenen anlamlara, ömürlerimizde olan ‘hatır’larına bir hatırlama; ‘doğu-batı’, ‘dün-bugün-yarın’ gibi kabullenmelere anlık da olsa bir sorgulama ve belgeleme-bellek tazeleme ilişkisine göndermeler yapılmasını sağlayabilecek.

Yao Lu’nun Yeni Manzaraları

19 Ocak 2011 - 22 Mayıs 2011
Yer: İstanbul Modern

Yao Lu, toz geçirmez yeşil ağlarla kaplı inşaat artıklarını fotoğraflayıp, dijital uygulamalardan faydalanarak geleneksel Çin resmi estetiğini yeniden yaratıyor. Çektiği fotoğraflara pagodalar, evler, kayıklar ve ağaçlar ekliyor ve özenle yaratılmış yeni manzaralar ortaya çıkartıyor. 2008 BMW Paris Photo Ödülü sahibi Çinli sanatçı, çağdaş Çin fotoğrafını dünyaya tanıtan önemli sanatçılardan biri. Küratörlüğünü Engin Özendes’in yaptığı sergide yer alan 31 eserin 11’i 2010 yılında bu sergiye özel olarak yaratıldı.

Ryan Trecartin

19 Ocak-6 Mart 2011
 Yer: İstanbul Modern

1981 doğumlu Ryan Trecartin, neslinin en önemli video sanatçılarından biridir. Sık sık Lizzie Fitch ile yaptığı ortak çalışmalarla gündeme gelen sanatçının video yapıtları biçim ve işlevleriyle teknoloji, dil, anlatı, kimlik ve insanlığa dair anlayışımıza yeni açılımlar getirir.
Trecartin’in Lizzie Fitch ile ortak çalışması Any Ever (2010), bağımsız ama birbirleriyle ilişkili yedi videodan oluşmaktadır. Çalışma bir diptik yapısına sahiptir; bir tarafta Trill-ogy Comp (Üç Film), diğerinde Re’search Wait’S (dört film) sergilenir. Videolar bir araya geldiklerinde karakterler arasında sürekli değişen ilişkileri, günümüz dünyasının yanıt bekleyen varoluşçu sorularını sergilerken şiirsel, biçimsel ve yapısal bir çözümlemeye girişirler.Videolar sonsuz eşleşmelerle birbirlerine uyum sağlar, birbirlerini böler, engeller, etki alanlarına girer ve çeker. Any Ever’ın ana anlatısı izleyici tarafından öznel biçimde seçilir ve yedi bölümün yapıları ve etkileşimleri üzerinden okunur. Saldırgan avangard mantıkla, sıra dışı ve ustalıklı renk, biçim, drama ve kurgu, şaşırtıcı biçimde gerçekçi bir bilinç akışı yaratır.

25 Ocak 2011 Salı

Son Okuduğum...

FİRARPEREST- Elif ŞAFAK

Tanıtım Bülteninden (Arka Kapak)

İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, Öteki'ni keşfetmek...
(...)
Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına... şaşırmak ölene kadar... şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek... budur son tahlilde Âdemoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettirten serüven.

Ve bence...
Okurken gerçekten keyif alınacak kitaplar arasında... Yolda, evde heryerde sıkılmadan, rahatça okuyabilirsiniz.
M.K. Perker'in harika çizimleriyle bütünleşen yazılar, kısa kısa, 'aa evet', 'ne doğru söylemiş' ya da 'ben böyle düşünmemiştim' dedirten cinsten. Altını çizerek okuyacağınız, içimize satır satır yerleşecek bir kitap...

Keyifli okumalar...

17 Ocak 2011 Pazartesi

Farklı Birşeyler...

Paşabahçe'nin yeni İstanbul serisinde, ince çizgilerle tasarlanmış parçalar yer alıyor. Seri çay tabağından, kek tabağına, viski ve meşrubat bardaklarına, vazo ve karaflara kadar daha bir çok çeşitli ürün içeriyor. Hem değişik, hem keyifli tasarımlar...

Paşabahçe'nin yeni ürünlerinden seçtiklerim...
Rakı Seti 2'li
Ürün kodu: 12370
Fiyatı: 14,50 TL 









Rakı Seti 2'li
Ürün kodu: 12240
Fiyatı: 29,50 TL



 
 
 
 
 
 

Karaf
Ürün kodu:12238
Fiyatı: 29,50 TL









Vazo
Ürün kodu: 12374
Fiyatı: 22,50 TL

12 Ocak 2011 Çarşamba

AJANDA OCAK'11... SERGİ

“Şeylerin Arasında”-“Between the Things”

Çağdaş Sanatçı Güneş Oktay “Şeylerin Arasında” – “Between the Things” sergisi ile 14 Ocak 2011 tarihlerine kadar ALANistanbul’da!
Tuval, kağıt, ahşap üzerine karışık teknik, video sanatı ve ses enstalasyonu ile genç çağdaş sanatçı Güneş Oktay şeyler ile aramızdaki ilişkiyi kavramsal zeminde irdeliyor. Yazının lekelere, lekelerin anlamlı-anlamsız formlara, seslerin gürültüye dönüşüm süreçlerine odaklanan sanatçı, kendi bireysel deneyimleri üzerinden kişi ile kendisini çevreleyen nesneler dünyası arasındaki algılama biçimlerinin muğlaklığını güncel sanatın plastik, görsel ve işitsel mediumlarını kullanarak tek bir sergi ile izleyiciye aktarmayı hedefliyor.
Sanatçı ALANistanbul’un sergileme mekanlarında, farklı ifade araçlarını birbirleriyle kimi zaman yakınlaşan, kimi zaman uzaklaşan ve kimi zaman da bir arada etkileşim halinde; faklı parçalar ile sergi bütünlüğü arasında geçişli, girift ve gerilimli ilişkiyi, şeyler ile kendisi arasındaki ilişkiye benzer olarak bir araya getiriyor. İzleyiciyi metinselliğin estetikleştiği yeni algılama kapılarına yöneltiyor.
“Algılarım açık herkesin konuşmalarının kaydını tutarken çevremdeki her olayı da belleğime yazıyorum. Tüm bu kayıtlar bende farkında olarak ya da olmayarak izler bırakıyor. Çok düşünmek, çok dinlemek, çok duymak, çok görmek, çok çok çok yapmak artık olanların değerini yitirmesine yol açarken anlamsızlaşmaya ve yük olmasına neden oluyor. Bu yoğunluk, fazlalık bir süre sonra hazmedilemeyerek bir yerden dışavuruluyor.

Şeyler:
Duyduklarım, dinlediklerim, söylediklerim, gördüklerim, düşündüklerim, yaptıklarım, yapamadıklarım, söyleyemediklerim, duyamadıklarım, duymak istediklerim, söylemek istediklerim, görmek istediklerim, yapmak istediklerim, olmak istediklerim…”

ALANistanbul I Galip Dede Caddesi No:24/11 Kat: 4 Tünel Beyoğlu / İstanbul / Türkiye
Telefon +90 212 292 0414
www.alanistanbul.com

'Tanımlanabilen Figürler'

Doğan’ın heykellerinde, malzemenin kendi organik formuna çok fazla müdahele etmeden, izleyicinin hayal gücünü sınayan bir biçimsel ifade benimsenir. Soyut ile fügüratif arasındaki sınırları belirsizleştiren yapıtlarında malzemeyi işleyerek ve birleştirerek üç boyutlu konstrüksiyonlarının adeta parçalara ayrılmış, iki boyutlu yüzeye yazılmış birer yansıması olarak görülebilinir.

Yuvarlak, kıvrımlı, yumuşak, organik biçimlere karşın dik açılı, keskin, sert, geometrik biçimlere dönüşmüş; birbirinden son derece farklı biçimsel ayrıntılar dikkati çeker. Zaman zaman organik biçimlerle katı geometrik biçimlerin iç içe geçtiği bronz heykellerde iç ve dış arasında taşıdığı şeffaflık onlara son derece hafif bir görünüm kazandırmıştır.
Bronz heykellerin yanısıra bronz ve ahşabın bir arada kullanıldığı figuratif heykellerinde yer aldığı 5 – 23 Ocak 2011 tarihleri arasında Filiz Öztürk Doğan’ın “Tanımlanabilen Figürler” isimli heykel sergisini Galeri Selvin’de görebilirsiniz.
Yer: Galeri Selvin
Tarihler: 05.01.2011~23.01.2011
Telefon: 0212 263 74 81
Adres: Arnavutköy Dere Sok. No:3 Arnavutköy, Beşiktaş İstanbul

 

9 Ocak 2011 Pazar

Farklı Birşeyler...

Geçtiğimiz günlerde Kanyon'da açılan habitat, aydınlatmadan, mutfak ve banyo aksesuarlarına, mobilyadan, koltuğa, dekoratif tasarımlara kadar ev için gerekli ne varsa bulabileceğiniz geniş bir ürün yelpazesine sahip. Farklı tasarımları, yorumları sevenler için keyifli bir yer...

habitat'tan seçtiklerim...
KROSS- habitat
Siyah telden yapılmış duvar süsü evinizin her duvarına yakışacak veya hediye olarak alınabilecek bir tasarım. Düz formlardan hoşlanmayanlar için çiçek motifi gibi farklı tasarımlarda mevcut.
Telden duvar süsü.
Ürün Özellikleri
Modern Duvar Süsü
Boyut: G90 x Y90 x D3.5cm
Renk: Bronz rengi
Materyal: Çelik
Model No: 991132
115 TL KDV Dahil



FILLY BASE- habitat
Metalik cilalı plastik masa lambası tabanı. Siyah ve metal rengi mevcuttur. FILLY dekoratif ampul veya enerji tasarruflu kompakt florasan ampul kullanımına uygundur. Büyük modelleri yaldızlı siyah renkte, küçük modelleri tunç renginde mevcuttur.
Ürün Özellikleri
Masa Lambası Kurşun Rengi
Boyut:D8 x Y12cm
Renk:Metal Rengi
Model No: 994618
20 TL KDV Dahil







FLAP- habitat
Analog flap saatler
Ürün Özellikleri
Flap Saat Küçük
Boyut:G25 x Y10 x D25cm
Materyal:Plastik
Model No: 961758
275 TL KDV Dahil

 

 

 

RIBBON- habitat
Kurdele şekilli çelik masa lambası. Çarpıcı formu, bir kağıt bant kullanılarak mükemmelleştirildi; sonuç, parlak yüzeylerinden ışık saçan eşsiz bir masa lambası.
Ürün Özellikleri
Grı Metalık Masa Lambası
Boyut:G26 x Y51 x D34cm
Renk:Gri Metalik, BAKIR, BEYAZ
Materyal:Metal
Model No: 980370
495 TL KDV Dahil

ELECTRA- habitat
Ürün Özellikleri
Kenarları Işıklı Akrilik Duvar Aydınlatması
Boyut:G60 x Y60 x D22cm
Renk:Çok Renkli
Materyal:Akrilik. Cd Ve Nesne Saklama
Küpleri İçerir.208 Cd Tutar. Sağlanan Ampuller: T5-3 X 13W. Elektrik Sınıfı, 2,220 240V'Dir. Maksimum Yük: 30Kg.
Model No: 957928
990 TL KDV Dahil


KARYAN- habitat
Çeşitli boyutlarda, rengarenk ve kaliteli sakmala kutuları her zevke hitap etmekte...
Kumaş kapaklı Mendong saklama kutuları ve kirli çamaşır kutusu.
Ürün Özellikleri
Mendong - Kumaş Kutu Orta Boy
Boyut:G35.5 x Y17 x D22cm
Renk:Edamame Yeşili
Materyal:Mendong Ve Kumaş
Model No: 954448
75 TL KDV Dahil

6 Ocak 2011 Perşembe

ALBÜM...

CEM ADRIAN - KAYIP ÇOCUK MASALLARI (2010)

 'His performansı' olarak nitelendirdiği yeni albümü 'Kayıp Çocuk Masalları' yayınlandığı günden itibaren en çok satılanlar listesinde hemen yerini aldı. Albümü için 'Yalnız ama kıymetli çocuklara anlatılacak çok masal, söylenecek çok şarkı var' diyor. Onun için yalnızlık insanın kendisiyle tanışması aslında.. Albümde Murat Yılmazyıldırım ile bir düetini de görüyoruz. Albümün prodüktörlüğü, söz ve müzikler, düzenlemeler hepsi Adrian'a ait. Sözlerdeki kelime oyunları dinlerken keyif veriyor. 'Bir gün bulur birbirini tüm kaybolmuş çocuklar. Ve bir gün zaman, akan nehir gibi alır götürür üstümüzden çamuru'  cümlesinde gizli belki de albümün özeti..

5 Ocak 2011 Çarşamba

Kitap Haberleri...

Paul Auster'dan SUNSET PARK
"Amerika'nın en görkemli yaratıcı yazarlarından biri" olarak tanımlanan yazar, ‘Görünmeyen’ romanından sonra çıkardığı son kitabı Sunset Park ile de, eminim bunu hak ettiğini bir kez daha kanıtlayacaktır.

Brooklyn, Paul Auster’ın her köşesini özümsemiş olduğu kendi coğrafyası. Son romanı da, Florida’da başlamakla birlikte yine gelip Brooklyn’in Sunset Park semtinde düğümleniyor. Çocukça bir ağız dalaşının kaldırılamayacak kadar ağır bir vicdan yüküne dönüşmesi sonucunda, doğup büyüdüğü yerden, içinde yetiştiği ortamdan, ailesinden ve arkadaşlarından, kendi geçmişinden ve hatta geleceğinden kaçan bir gencin acılı öyküsü. Pişmanlık, avarelik, aşk, umut kıvılcımları, günlük yaşamın çetin koşullarında bulunan geçici çözümlerin bir araya getirdiği kişilerin dayanışması... Bu kişilerden her birinin kendi kişiliğinin penceresinden dünyaya bakışı... Sunset Park, Paul Auster’ın bütün diğer kitapları gibi bir solukta okunacak bir çağdaş edebiyat başyapıtı.

“Tutkulu bir edebiyat... Yaşadığımız zorlu ve belirsizliklerle dolu çağda, Auster bize aşkın, sanatın ve her şeye rağmen hayatta kalabilmenin mucizesini anlatıyor.”
Donna Seaman, Booklist
“Auster’dan yine ustalıkla yazılmış bir metin... Sevginin gücüne, kaybetmenin acısına, pişmanlığın ve öfkenin yarattığı dinmek bilmez sızıya dair unutulmayacak bir hikâye.”
Jane Ciabattari, New York Times Book Review

Not: Daha önce Paul Auster'ı okumayanlar için öncelikle yazarın efsane kitabı 'New York Üçlemesini' tavsiye ederim.

3 Ocak 2011 Pazartesi

Son Okuduğum...

ŞAH&SULTAN -İskender PALA

Tanıtım Bülteninden (Arka Kapak)
Tutku…
Güzellik…
Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.
Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş.
Çaldıran...
Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride.
Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi?
Kızılbaşlık!
Sünnilik!
İktidar hırsı.
Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman!
Korku? Ya o?
Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir.
Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir.
Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta.
Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir.
Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri.
Ve işte bir kez daha aşk!
Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar.
Şah ve Sultan…
Dünya incisi zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler.
Masal kadar gerçek.
Büyüleyici olduğu kadar umut verici.
Şah&Sultan her cümlesi aşkla okunacak bir kitap.
İskender Pala’dan…

Ve bence...
Okurken bitmesini hiç istemeyeceğiniz, bittiğinde bir yakınınızdan ayrılmışcasına hüzünleneceğiniz  bir kitap...
'Sevgi'nin arayışı, sevgilinin yakarışı var bu kitapta, tarihin sayfalarından çıkıp günümüze ulaşan..
'Sevgi' ne demekti.. bir kokunun adı mıydı, bir sevgilinin mi, bir bakışın mı yoksa iktidarın, gücün mü?
Zihninize yazmak, kazımak istercesine okurken elinizde kalemle satır satır cümlelelerin altını çizeceğiniz ve içinize işleyelecek bir roman...
 
Keyifli okumalar...

2 Ocak 2011 Pazar

AJANDA OCAK' 11 .. SERGİ

'7 Şeker İstanbul Projesi'
Lucca Art, 7 Şeker İstanbul Projesi kapsamında Mecidiyeköy E5 karayolu viyadük alt duvarlarının görüntü kirliliğini yok etmek amacıyla, genç sanatçı Sevinç Yıldız tarafından uygulanan 7 rakamı ve şeker temalı tasarımları duvarlarına taşıyor.
Çirkini güzelleştirmek, şehri renklendirmek, renklerin ve yaratıcılığın önemini vurgularken bunu somut örneklerle şehrin uygun alanlarında sunmak amacıyla hayata geçirilen projede 7 rakamı ve şeker teması vurgulanıyor. Tasarımlar da 7 rakamı ile; 7 bölge Türkiye, 7 tepe İstanbul, 7 gün/hafta ile zamanın değeri, 7 nota ile müzik, 7 renk gökkuşağı ile renkler, 7 katman atmosfer ile yeryüzündeki tüm canlıların soluduğu aynı hava, 7 kıta ile tüm dünya temsil ediliyor… Şeker ise yaşamı ifade ediyor, erimek ve yok olmanın yanı sıra yaşamdaki kırılganlık vurgulanıyor…



“Saadetler Dilerim” Turgut Yüksel Resim Sergisi
Serginin ismi ‘Saadetler Dilerim’… Yüksel’in tarif ettiği öyle absürt, öyle şiddetli, öyle yalan, öyle saçma, öyle adaletsiz bir dünya ki, sıkıysa saadeti siz bulun der gibi… Zaten o yüzden çok güzel.

İsmini Pink Floyd’un ‘A Momentary Lapse of Reason’ isimli şarkısından alan çizgi köşe Mantığın Bir Anlık Çöküşü, tam yedi yıldır yayımlandığı Radikal gazetesinde müptelalarını oluşturmuş durumda. Siyah ve beyazın gücüyle, her hafta mantığın çöktüğü başka bir gri alana dokunan, gündeliğin ve evladiyeliğin kara mizahını haiku tasarrufuyla yapan bir köşe…
Turgut Yüksel’in çizgileri şimdiye kadar yayımlandığı gazete, dergi sayfalarından, gizli duran defterlerden ilk kez çıkıyor, tuvalde kılık değiştiriyor. Dev resimlerle karşımıza dikiliyor.

Mekan: Karşı Sanat Çalışmaları
Adres: Gazeteci Erol Dernek sokak Hanif Han Kat 3 Beyoğlu
Tel: 0212 245 53 -54